• Türkiye’deki Yenilenebilir Enerji Potansiyeli ve Kullanımı

Türkiye’deki Yenilenebilir Enerji Potansiyeli ve Kullanımı

 

Türkiye’deki yenilenebilir enerji potansiyeli ve kullanımı

Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi; her geçen gün artan enerji ihtiyacı fosil yakıtların sınırlı olması, dünyanın karşı karşıya kaldığı çevresel tehditler, ülkelerin ekonomi düzenlemeleri ve başka ülkelere daha az bağımlı olma talepleri alternatif enerji kaynaklarını daha değerli kılıyor. Tüm dünya rotasını yenilenebilir enerji kaynaklarına çevirirken ben de bu yazımda ülkemizdeki yenilenebilir enerji kaynakları hakkında sizlere bazı bilgiler aktarmak istedim.

Enerji güvenliği ve verimliliği, fosil yakıtların fiyatlarındaki değişkenliğin ekonomiye olumsuz  yansıması, dış bağımlılık Türkiye’yi de yenilenebilir enerji alanında yatırımlar yapmaya zorluyor.

Yenilenebilir enerji çeşitlerini basitçe sıralayacak olursak güneş ve rüzgâr enerjisi, dalga enerjisi, hidrolik enerji, biyokütle enerjisi, jeotermal enerji ve hidrojen enerjisini sayabiliriz. Tüm dünyada yenilenebilir enerji kaynakları hızlı bir artış gösterse de nüfus ve gelir artışına paralel olarak oluşan enerji talebi düşünüldüğünde henüz tatmin edici boyutlara ulaştığını söylemek zor.

Ülkemizdeki elektrik enerjisi üretim ve tüketimi

Öncelikle genel rakamlara bakacak olursak; T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın açıkladığı bilgiye göre elektrik enerjisi tüketiminin 2018 yılı itibariyle bir önceki yıla oranla göre %2,2 artarak 303,3 milyar kWh, elektrik üretiminin ise %2,2 oranında artarak 303,9 milyar kWh’a ulaştığı biliniyor. Geçtiğimiz yıl elektrik üretimimizde %37,3 ile en büyük pay kömüre ait. Üretimin , %29,8'i doğal gazdan gelirken %19,8'ini hidrolik enerji, %6,6'sını rüzgâr, %2,6’sını güneş, %2,5'i jeotermal enerjiden  ve %1,4’ünü diğer kaynaklar oluşturuyor. Yine aynı kaynağa göre 2018 yılı sonunda ülkemiz kurulu gücü 88.551 MW'a ulaşırken dağılım ise şu şekilde; yüzde 31,9’u hidrolik enerji, yüzde 25,6’sı doğal gaz, yüzde 21,5’i kömür, yüzde 7,9’u rüzgâr, yüzde 5,7’si güneş, yüzde 1,4’ü jeotermal ve yüzde 5,9’u ise diğer kaynaklar. Ülkemizdeki elektrik enerjisi üretim santrali sayısına baktığımızda 2018 yılı sonu itibarıyla lisanssız santraller dahil 7.423’e yükseldiğini görüyoruz. Hizmet veren santrallerin 653 adedi hidroelektrik, 42 adedi kömür, 249 adedi rüzgâr, 48 adedi jeotermal, 320 adedi doğal gaz, 5.868 adedi güneş, 243 adedi ise diğer kaynaklı santraller.

Doğal kaynaklardan temin edilen yenilenebilir enerji kaynakları açısından ülkemizin oldukça şanslı olduğunu söyleyebiliriz. Şimdi kısaca ülkemizdeki enerji potansiyelerinden söz edelim.

Hidrolik Enerji

Ülkemizdeki yenilenebilir enerji üretiminde en yüksek pay hidrolik enerjiye sahip. T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın açıkladığı veriler doğrultusunda ülkemiz teorik hidroelektrik potansiyeli dünya teorik potansiyelinin %1'ini, ekonomik potansiyeli ise Avrupa ekonomik potansiyelinin %16'sını oluşturuyor. Geçtiğimiz yıl Haziran ayı itibariyle ülkemizin kurulu güçteki pay oranı %32. Ülkemizde 27.912 MW'lık kurulu güce sahip 636 adet HES bulunuyor.

Güneş enerjisi

Dünyanın en büyük ve tükenmez enerji kaynaklarının başında güneş enerjisi geliyor. Ülkemiz coğrafi konumu açısından güneş enerjisinde oldukça şanslı ülkelerden biri. Kurulum ve kullanım kolaylığı nedeniyle de en çok tercih edilmesi gereken enerji kaynaklarının başında güneş enerjisi geliyor. T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından hazırlanan Türkiye Güneş Enerjisi Potansiyeli Atlasına (GEPA) göre yıllık toplam güneşlenme süresi 2.741 saat, yıllık toplam gelen güneş enerjisi 1.527 kWh/m².yıl ise olarak açıklandı.

Kaynak: http://www.yegm.gov.tr

 

2018 yılında ülkemizdeki güneş enerjisi santral sayısı 4.981,2 MW’ı lisanssız olmak üzere 5.868 adet’e ulaştı. Temiz bir enerji kaynağı olan güneş enerjisinin toplam elektrik üretimi içerisindeki payı da 7.477,3 GWh ile %2,5’a yükseldi. Henüz kurulum maliyetleri nedeniyle ticari kullanımı ülkemizde kısıtlı olsa da teşvik politikaları sayesinde güneş enerjisi her geçen yıl daha çok faydalandığımız kaynaklardan biri. Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) tarafından açıklanan bilgiye göre geçtiğimiz yıl artışta en büyük pay 1.642,2 MW ile güneş enerjisi yatırımlarınındı.

Güneş enerjisindeki teknolojik gelişmelerin maliyetlerin düşmesine ve kullanım oranının artmasına neden olacağı düşünülürse güneş enerjisinin geleceğin başrol oyuncularından olacağını söylemek yanlış olmaz.

Rüzgâr enerjisi

Geçtiğimiz yıl ülkemizde en çok yatırım alan bir başka enerji potansiyeli rüzgâr enerjisi. 460,10 MW ile 3. Sırada olan rüzgâr enerjisinin maliyetinin santrallerle yarışacak düzeye gelmesi tesislerin kurulmasında etken bir rol oynuyor. Ülkemizin rüzgâr enerjisi potansiyeli 48.000 MW olarak belirlenmiş olup toplam alan Türkiye yüz ölçümünün %1,30'una denk geliyor. Geçtiğimiz yıl rüzgâr enerjisinden 19,882 milyar kWh elektrik üretilmiş olup, santrallerinin toplam kurulu gücü ise 7.005 MW’tır.

Jeotermal enerji

Jeotermal açısından zengin bir konumda olan ülkemizin farklı bölgelerine dağılmış olarak yaklaşık 1000 adet jeotermal kaynak bulunuyor. Çoğunluğu Batı Anadolu’da olmak üzere yüksek bir jeotermal kaynağa sahip ülkemizde kaynakların %90 gibi büyük bir kısmı termal turizm ve endüstriyel uygulamalarda kullanılmakta olup sadece %10’u elektrik enerjisi üretimine uygun. 1975 yılında kurulan ilk jeotermal santralle elektrik üretimine başlayan ülkemiz jeotermal enerjiden elektrik üretiminde tüm dünyada ilk beş ülke arasında yer alıyor. 2008 yılında özel sektöründe jeotermal aramaya dahil olmasıyla yatırım kapasitesi artan jeotermal sahalardan üretilen ısı kapasitesi 2018 yılı Aralık sonu itibari ile 5.000 MWt’e ulaştı.

test resim açıklaması

Kaynak: https://www.enerji.gov.tr/tr-TR/Sayfalar/Jeotermal

Biyokütle

Organik karbon olarak da kabul edilen biyokütle enerjisi ısınma, enerji, ulaşım gibi pek çok farklı alanda kullanılıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın verdiği bilgiler doğrultusunda ülkemiz biyokütle atık potansiyelinin yaklaşık 8,6 milyon ton eşdeğer petrol (MTEP) ve üretilebilecek biyogaz miktarının 1,5-2 MTEP olduğu tahmin ediliyor. 811 MW'lık kurulu güce sahip biyokütle kaynaklı elektrik üretim santrallerinden, 2018 yılında 3.216 GW elektrik temin edildi. Biyokütle enerjisinden daha verimli faydalanabilmek adına teşviklerin yeniden değerlendirilmesi ve yatırımcılara yeni imkânlar sunulması gerektiği biliniyor.

Yenilenebilir enerjide 2023 hedefleri

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın dış ülkelere olan bağımlılığı azaltmak amacıyla koyduğu hedeflerin başında yenilenebilir enerji kaynakları geliyordu. Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminde %30 olan 2023 hedefine 2017 yılında ulaşıldı. Güneş, rüzgâr ve jeotermal kaynaklardaki atılımlar sayesinde hedeflere beklenenden önce ulaşılmış olsa da, artan enerji taleplerini düşündüğümüzde daha temiz bir çevre, daha iyi ekonomik koşullar için teşviklerin ve yatırımların sürmesi gerektiği ortada.